Pedagojik Danışmanlık; duygusal ve davranışsal alanlarda güçlük çeken çocuk ve ergenlerin kendi içsel yolculuklarında daha emin adımlar atmalarını sağlar. Çalışma alanları aşağıdaki gibidir.

- Sınav ve Performans Kaygısı
- Akademik Başarısızlık
- Özgül Öğrenme Güçlüğü (Disleksi, Disgrafi, Diskalkuli vb.)
- Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite
- Ergenlik Dönemi
- Öfke Kontrol, Özgüven, Çocukluk Çağı Korkuları
- Duygusal ve Davranışsal Sorunlar
- Kriz, Travma ve Yas Süreci
- Dikkat ve Öğrenme Becerilerini Geliştirme Bireysel ve Grup Çalışmaları
- Dil ve Konuşma Bozuklukları


Çocuk Ergenlerde Bilişsel Davranışçı Terapi

Bilişsel terapi, davranışların uyumlu olduğu ve bireylerin düşünceleri, duyguları ve davranışları arasında etkileşim olduğu varsayımına dayanır. Çocuklarda ve gençlerde bilişsel davranışçı terapide başlıca önem arz eden unsurlardan birisi, bireyin davranış birikiminin gelişiminin ve beraberindeki bilişsel ve algısal süreçlerin anlaşılmasıdır. Bilişler, bireyin aktif düşüncelerini ya da özlük ifadeleri aynı zamanda kavrayışları, hatıraları, değerlendirmeleri, yorumlamaları, inanç ya da şemaları, tutumları, hedefleri, değerleri, beklentileri ve imgeleridir.

Bilişsel davranışçı terapinin temel varsayımlarından birisi, bilişlerin duygu ve davranışları etkilediğidir. Çocuklarda davranışsal ve duygusal sorunların ortaya çıkmasında biyolojik, genetik, sosyal, bilişsel ve çevresel faktörler karşılıklı biçimde etkilidir. Bu sorunların ortaya çıkması riskinin önüne geçebilmesinde bir dizi kişiler arası, bilişsel ve sosyal faktörler rol oynar. Neticede, bazı çocuklar yaşamlarında stresli koşullarla karşılaştıklarında yalnızca hafif sıkıntılar yaşarken, diğerleri görece ciddi uyum sorunları yaşar. Benzer koşullarda hayata gelen ya da benzer şartlar altında yetişmiş çocuklar ileriki dönemlerde ciddi ölçüde farklı sonuçlar ortaya koyabilmektedir. Bizim amacımız bu farklı sonuçları doğuran sebepleri açıklayan faktörleri tespit etmektir. Tedavide çocuk ergen ile terapist çeşitli sorunları belirlemek ve anlamak için, iyileşmeyi hedef alan bir iş birliği içinde düşünce, duygu ve davranışlar arasındaki ilişkiler konusunda çalışmaktadır. Temel olan danışanın o anına yani “şimdi ve burada” durumuna odaklanarak yanlış inanç ve katı düşünceleri üzerine çalışılmasıdır. Gerektiği zamanlarda danışana çeşitli alıştırmalar ve yapılması istenilen egzersizler verilmektedir.

EMDR terapisi, tam açıklamasıyla göz hareketleri ile duyarsızlaştırma ve yeniden işleme anlamına gelmektedir. EMDR hızlı sonuca ulaştıran çok güçlü bir psikoterapi tekniğidir. Bu terapi yaklaşımının en önemli özelliklerinden biri ise yaş sınırı olmaksızın uygulanmasıdır, yani küçük bir bebeğe dahi uygulanabilir. Çocuk ve ergenlerde oldukça hızlı cevap veren bu terapi tekniği, Dünya Sağlık Örgütü (WHO), Amerikan Psikiyatri Birliği (APA) gibi birçok sağlık ve devlet kurumu tarafından onaylanmıştır.

EMDR' ye göre travmalar işlenmemiş, izole olarak depolanmış anılardır. EMDR bu anıları fizyolojik temelli olarak işlenmesini sağlar. Kilitli kalan anı ile diğer anılar arasında ilişki kurulur ve danışan artık bu anılardan rahatsızlık duymaz. EMDR, geçmiş, bugün ve gelecek ile çalışır. Amaç, geçmişte yaşanan anıları işleyerek duyarsızlaştırma, bugünün semptomlarının tedavisi ve danışanın gelecekte karşılaşacağı benzer sorunlarla başa çıkabilme becerisinin kazanımını sağlamaktır.

EMDR terapisi çocuklarda fobilerde, sınav kaygısında, tiklerde, uyku bozukluklarında, kardeş kavgalarının artmasında, okul başarısında düşmede, dikkat bozulmalarında, öğrenme güçlüklerinde, duygusal ve davranışsal sorunlarda oldukça olumlu işlenmektedir. Bu yöntem oldukça yeni olmasına karşın, tüm dünya ülkelerinde aktif olarak kullanılmaya başlanmış ve etkisi birçok sayıda çalışma ile kanıtlanmıştır.

İletişim becerileri, konuşma ve dil gelişimi, gelişimi ve konuşma seslerinin doğru üretilmesi, çiğneme ve yutma ile ilgili sorunlar dil ve konuşma terapisinin ilgi ve uzmanlık alanı içindedir ve aşağıdaki konularda hizmet sunulmaktadır.

Gecikmiş Dil ve Konuşma

Çocuk 3 yaşını doldurmuş ancak;
• İşaretlerle iletişim kuruyorsa,
• İsteklerini anlatamadığında ağlama, öfke belirtileri görülüyorsa,
• Konuşmaya dair herhangi bir çabası ve istekliliği yoksa,
• İşitme testi sonuçlarına göre duyma kaybı yoksa,
• Nörolojik olarak herhangi bir tanı almamışsa,
• Genetik olarak herhangi bir tanı almamışsa,
gecikmiş dil ve konuşmadan söz edilebilir ve destek almanız önerilir.

Çocuklar için oyun, bir yandan fiziksel, bilişsel, duygusal ve sosyal gelişimlerini desteklerken bir yandan da hayatı ve insan ilişkilerini prova ettikleri doğal bir iletişim kurma yoludur. Terapinin sokak oyunlarından farkı, “şahit olma” ve “geri dönüt verme” ile iyileşmenin ortaya çıkmasıdır.

Terapilerde Çocuk Merkezli Oyun Terapisi, Deneyimsel Oyun Terapisi, Theraplay ekolleri kullanılmaktadır.

Çocuk Merkezli Oyun Terapisi

Geliştiricisi Virginia Axline olan Çocuk Merkezli Oyun Terapisi Carl Rogers’in Danışan Merkezli çocuk terapisinden esinlenerek geliştirilmiştir. Kendini gerçekleştirme sürecinde olan insan kimi zaman ebeveyn tutumları kimi zaman da yaşanan olaylar sebebiyle kendini baskılar ve kendini gerçekleştiremez. Bu durumda çeşitli duygusal ve davranışsal sorunlar ortaya çıkarır. Bu sorunların çözümü özgür ve korunaklı bir ortamda sunulan koşulsuz kabuldür. Koşulsuz kabul sunulduğunda çocuğun benliği oyun aracılığı ile kendini ifade eder. Bu ifade sonucunda kendini gerçekleştirmenin önündeki engeller aşılır ve iyileşme gerçekleşir.

Deneyimsel Oyun Terapisi

Deneyimsel Oyun Terapisi (DOT) iyileşmeye giden yolda çocuğun kendi ihtiyaçlarını en iyi kendisinin bildiğine güvenir ve bunu da oyun yoluyla ortaya koyduğunu öngörür. DR. Byron Norton ve Carol Norton tarafından geliştirilen bu model çocuğun doğuştan getirdiği iyileşmeye ve iyi olana yönelme kapasitesine vurgu yapar. Her türlü toplumsal etiketlemenin dışında, asıl mesele çocuğun kendi yaşamındaki ikilemleri, çatışmaları kendisinin nasıl algıladığı ve çözümü nasıl bulduğudur. Bu düzeltilecek bir yer değildir. DOT sadece çocuğun kendi yarasını bildiğine güvenir ve buradan yola çıkar. Çocuğa kendi hayatının başrolünü veren farklı oyun terapisi yaklaşımları olsa da DOT, çocuğa sadece başrol değil kendi oyununun dolayısıyla hayatının yönetmeni olma alanını tanır.

Çocuğu merkeze alan ve süreçte ilişkiye odaklanan bu yönlendirmesiz terapi modeli, çocuğu duygusal ve davranışsal olarak olduğu haliyle kabul eder. Oyuncaklar yoluyla kendisini ifade etmesine saygı duyar, cesaretlendirir ve oyun deneyimini destekler. Bu sayede çocuk anlatımlarını derinleştirerek problemlerini ele alabilir. Böylece korkularına, endişelerine, hayal kırıklıklarına kendi hızında yaklaşabilir.

Çocuklar sembolik oyun kapasitesini genellikle iki yaş civarında kazanırlar. Sembolik oyun çocuğa sembolleri ve metaforları kullanarak sorunlarını anlatabilme becerisi sağlar. Bu sebeple deneyimsel oyun terapisi genellikle iki yaş civarı olanaklı hale gelir. Deneyimsel oyun terapisi oyun kurabilen 2-11 yaş arası çocukları için uygundur.

Hangi problemlerde etkilidir?

Kaygılar, Korkular, TSSB ve diğer Anksiyete Sorunları – Çocukluk Depresyonu -Dikkat Eksikliği ve DEHB (Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu) -Öğrenme Güçlüğü -Uyum ve Davranış Bozuklukları -Dürtüsellik / Impulsivite -Okuma ve Konuşma Bozuklukları – Özgüven Sorunları – Psikolojik Ağrılar, Çocukta Baş Ağrısı ve Karın Ağrıları – Boşanma Sonrası Adaptasyon Sorunları vb.

Theraplay

Theraplay çocuklara hayatlarındaki yetişkinler, diğer çocuklar ve kendi duyguları ile bağlantı kurmakta zorlandıklarında destek vermek amacıyla kullanılan, geçerliliği ve etkinliği kanıtlanmış bir oyun terapisi yöntemidir. Çocukların hayatlarında sıkıntı yaratabilecek durumlar ve ailevi sorunlar çeşitlilik göstermektedir. Theraplay bu sıkıntılı durumlara yardım edebilecek ve size destek olabilecek bir oyun terapisi yöntemidir.

Theraplay süreci, geleneksel oyun terapilerinden farklıdır. Geleneksel yöntemlerde çocuk oyun, sanat ve pek çok farklı araç kullanılarak kendini ifade etmeye teşvik edilir ve çocuk süreci yönetmeye yönlendirilir. Theraplay terapisti ise çocuğun ve ailenin gelişim alanlarını tespit ederek sürecin yönetimini ele alır. Bir başka deyişle terapist aktiviteleri ihtiyaçlara yönelik olarak şekillendirir, terapi sürecinin yapısını belirler ve seansın hızını ayarlar. Aynı zamanda ebeveynler ve çocuğa bakım sağlayan diğer önemli kişiler de (büyükanne, bakıcı, vb.) terapi sürecine mümkün olduğu kadar dahil edilir. Terapist, onlardan terapi seanslarında uygulanan aktiviteleri planlanan şekilde ev ortamına taşımalarını ister.

Theraplay aktiviteleri, bilinçli olarak basit ve sade olacak şekilde hazırlanır. Örneğin, çocuktan bir oyun oynaması, baloncuk üflemesi ya da kendisine yemek yedirilmesine izin vermesi istenebilir. Aktivitelerin basitliği, bazı ebeveynleri çocuklarına yaşlarından daha küçük bir yaşa göre davranıldığı konusunda endişelendirebilir. Oysa bu basitlik, çocuğun karmaşık, yeni bir oyunu öğrenmeye odaklanmasının terapi sürecinin önüne geçmemesi için gereklidir. Terapide zihinsel becerilere yönelik bir öğrenmeden ziyade, çocuğun süreçteki desteği tüm etkisiyle yaşayabilmesini sağlamak önemlidir. Theraplay aktiviteleri, çocuğun ebeveynini “yapılandırıcı” (kuralları koyan, vb.) ve “besleyici” rolündeki kişi olarak algılamasını ve bu sayede çocuk ile ebeveyn arasında sağlıklı bir yakınlık hissi yaratılmasını hedefler. Terapinin amacı, çocuğun yetişkinler ve diğer çocuklarla daha rahat olmasını, kendi kararlarını alacak bir yetişkin olma yolunda sağlıklı bir özgüven hissi geliştirmesini ve duygularını yaşamak/ifade etmek konusunda daha özgür olmasını sağlamaktır.

Theraplay terapisti, ebeveynlerin, çocuklarına özel gelişim hedeflerini somutlaştırmalarına yardımcı olur. Ayrıca terapist, ebeveynlere bu süreçte aktif katılımcılar olmaları ve çocuklarıyla paylaştıkları seans deneyimlerini ev yaşamlarına aktarmaları konusunda destek verir.

Çocukların Theraplay ile tanıştıklarında verecekleri ilk tepki değişkenlik gösterebilir. Birçok çocuk en başından itibaren Theraplay’den keyif alırken bazı çocuklar ise başta direnç gösterebilirler. Theraplay’in, çocukların o zamana kadar isteklerini elde etmekte kullandıkları sağlıksız stratejileri yeniden şekillendirmeyi hedeflediği düşünüldüğünde, direnç tepkisi doğal karşılanmalıdır. Çocuklar, zaman tanındığında terapiste güvenir ve Theraplay’in keyifli yönü ile tanışırlar. Bu süreçte ebeveynlerin desteği çok etkilidir. Ebeveynlerin, terapist aracılığıyla Theraplay hakkında bilgi edinmeleri ve çocuklarına da ona iyi geleceğine dair inançlarını iletmeleri önemlidir.

Theraplay, sizleri çocukluğunuzun keyifli deneyimlerini hatırlamaya davet eder. Sevdiğiniz bir insanın kucağında olmanın verdiği güven duygusu, birinin omzunda gezdirilmek, size sevgi ve sabırla yeni bir şey öğretilmesi gibi... Bu deneyimler, özgüvenimizin temelini oluşturur ve yeni, sevgi dolu ilişkiler kurmamızı sağlar. Theraplay, bu keyifli deneyimleri yaratmayı ve çoğaltmayı hedefler.

"Terapide sözlerin ötesine geçmek için SANAT’ı kullanın."

Merkezimizde Sanat Terapisi alanlarından
• Şiir
• Dans ve Hareket
• Görsel Sanat
• Drama
• Müzik kullanarak Çocuk ve Ergenlerde;
    » Dikkat artırmaya yönelik
    » Öğrenme Bozukluğu olan çocuklara yönelik
    » Dürtü kontrolünü artırmaya yönelik
    » Travma geçirmiş çocuklara yönelik
    » Sosyal beceri geliştirici uygulamalar yapılmaktadır

Bu alanda yapılan çalışmalar akademik veya sosyal alanda problem yaşayan çocuğun sorununa yönelik yapılan değerlendirme sonucunda hangi alanda problem-tutarsızlık varsa o alana yönelik uygulanan programlardan oluşmaktadır. Bu programlar PREP-PASS Bilişsel Müdahale Sistemi, Attentioner, GETAP, Nörodikkat, Life Kinetik ve Uzmanlarımızın çocuğun ihtiyacına yönelik hazırladıkları materyallerden oluşmaktadır.



RANDEVU AL
Diğer Hizmetlerimiz