HEDEFLER, HAYALLER, KARARLAR, ZORLUKLAR…

2 yaşından itibaren bir çocuğun zihni ve yüreği, yapabilme inancı ve yaşam becerileri geliştirebilmesi için kendine küçük hedefler koymasını sağlayarak girişimciliğini harekete geçirir. Bir şey başardığında anne babasının gözlerindeki şefkatli ışıltı ile çocuğun zihni ve yüreği değerlilik ve yeterlilik hisleri ile dolar. Çocukluk döneminde çocuğun başarmak istediği her hedef onun zihnine yol gösterir. Ve çocuğun kendi fikirleriyle attığı her adım, çözdüğü her sorun onu psikolojik olarak sağlamlaştırır, yaşamla baş edebilme gücü ve enerjisi verir.

Çocukların yaşam yolculuklarında karşılaştıkları her bir zorluk onların büyüyüp, olgunlaşmaları, tecrübelerinden anlamlar çıkarabilmeleri adına çok kıymetlidir. Çocukların karşılaştıkları tüm zorluklarda hayatı onlar için kolaylaştırarak sevgi ve şefkatini yönetemeyen ebeveynlerin verdiği yüksek doz şefkat, bir süre sonra işleri biraz karmaşıklaştırabilir. Fazla sevgi ve şefkat çocuklarda doyumsuzluk hissine neden olabilir ve onların hayatla baş etme becerilerinin gelişimini engeller.

Çocuklara sorun çözmeyi öğreterek çok boyutlu düşünme konusunda cesaretlendirerek yaşama uyum sağlamalarına yardımcı olabilirsiniz. Bir sorun ya da zorlukla karşılaşan bir çocuğa sorduğunuz sorularla, onun sorununu dışardan bir gözle değerlendirmesini sağlayabilirsiniz. “Ne oldu? Yaşadığın tam olarak nedir?”, “Bu durumda kendini nasıl hissediyorsun?”, “Hangi davranışlarım sonucu bu durumla karşılaşmış olabilirsin?” , “Sorununu çözersen kendini nasıl hissedeceksin?” , “Sorunu çözmek için neler yapabilirsin?”, “Sorunun çözümü için bulduğun bu fikir doğru, iyi bir fikir midir?”

Bu gibi sorular çocuğun sorun üzerinde düşünmesini sağlar. Sorular aracılığıyla sesli düşünen çocuk duygu ve düşüncelerini dışa vurur ve sorununu çözme yolunda ilerler.

Çocukluk döneminde bütün çocuklar zaman zaman kendileriyle konuşurlar. Oyun esnasında ya da sevdiği etkinlikler esnasında kendileriyle konuşurlar. Bu konuşmalar 5 yaştan sonra içsel konuşmalara dönmeye başlar. Çocuğun kendi kendine söylediği şeyler önemlidir. Çünkü kendisine söyledikleri ile düşüncelerini oluşturur ve her düşüncesi onda belli duyguların uyanmasına neden olur. Örneğin oyunda başarılı olamadığını düşünen çocuk kendi kendine söylediği olumsuz sözlere kendine güvensiz ve beceriksiz hissetmeye başlar.

Çocuklara kendi kendileriyle konuşmayı öğretmek hem kısa hem de uzun vadede onun yaşamı için önemli bir kazanım olacaktır. Bu yöntem çocukların her türlü duygu ile baş edebilmelerinde inanılmaz düzeyde etkilidir. Anne babalar, karşılaştıkları durumlarda çocuklarını kendilerini olumlu sözlerle güçlendirmeleri ve kendilerine olan inançlarını arttırmaları konusunda destekleyebilirler.

Anne, babaların yapması gereken tek şey, çocukları bir fikre inanıncaya kadar bu cümleyi kendi içinden yüksek sesle tekrar etmelerini sağlamaktır. Bir cümleyi ya da bir düşünceyi tekrarlama, beyinde üst düzey biliş ve bilinç oluşturur. Bu esnada çocuğun zihninde binlerce duygusal akım olur ve bu akımlar çocukların duygularının değişmesini sağlar. Örneğin, kendisi ile şişman olduğu için, hızlı koşamadığı, oyunda kazanamadığı, güzel resim yapamadığı için alay edilen bir çocuk, bu zayıflıklar karşısında kendisine “Hızlı koşamıyorum ama matematikte hiç fena değilim.”, “Güzel resim yapmakta kendimi, çizgilerimi geliştirmeye gayret ediyorum ve şarkı söylemekte oldukça iyiyim.”. Bu gibi sözleri çocuğun kendi kendisine söylemesi, onun bu zorluk durumunu aşabilmesinde önemli bir adım olacaktır.