Babalar… (Sebiha Çolak)

Babalar…Babaların evlatları üzerindeki hakları hiç şüphesiz ödenemeyecek kadar çoktur…

Eşleri benzerleri yoktur…Evlatların her yaşta onayına ihtiyaç duyduğu, kendisi tarafından kabul görmek istediği, ilk ve sonsuza dek kahramlarıdır…

Sanıldığının aksine babalık görevi çocuk dünyaya geldiği andan itibaren değil, bebeğin ana rahmine düştüğü andan itibaren başlar. Daha ana rahmine düşer düşmez anne ile olan ilişkisinden dolaylı ve işitime duyusu geliştiği andan itibaren sesi ile de baba bebeği ile direk olarak irtibat halindedir.

Sevgi ve şefkat abidesi, elleri öpülesi annelerin yanında babaların da bir insanin yetişmesinde rolü çok mühimdir. Anne karnından sonra babanın güçlü kolları insanoğlunun kendisini en güvende hissettiği yerdir. Baba hamilelik sürecindeki anne ile olan ilişkisinde çok hassas davranmalı ve hamilelik sürecinde annenin en büyük destekçisi olmalıdır. Bu bebeğin gelişim süreci ve bu süreçteki anne adayının psikolojik durumu ile yakından ilgilenmelidir. Babanın anne karnındaki bebeğine, dokunarak temas etmesi son derece etkileyicidir. Baba çocuk ilişkisi açısından bu temas belirleyici olabilmektedir. Anne içindeki büyüyen bebeğin direk kendisine bağlı olduğundan annelik duygusunu hamileliğin başlangıcından itibaren hissedebilmektedir. Babalarında babalık hislerinin uyanması için dışarıdan sürece dahil olması önemlidir. Bu süreçle beraber anne – baba – çocuk ilişkileri, aile olarak bir bütünü oluşturmaya giden yoldur.

Bebek doğduktan sonrada babanın annenin yanında olması, ihtiyaçlarının giderilmesi konusunda ona destek olması ve bebeği çokça kucağında ve göğsünde yatırması önemlidir. Bebek annenin sinesinde kendisini tamamlanmış hisseder. Ananın sinesi çocuğun cennettidir. Onun kokusunda kaybolur. Annenin bebek ile doğar doğmaz bir duygusal bağ oluşturması elzemdir. Çocuk bu bağ ne kadar güçlü ise hayata atıldığında da o kadar güçlü olur. Bu kutsal ana bağın yanında baba ile olan duygusal bağ da çok etkileyicidir.

Çocuklar küçük yaştan itibaren rol model alarak öğrenirler. İlk modeller anne ve babadır. Anne ve babaların herşeyden önce onlara iyi birer örnek olmaları gerekmektedir. 4 yaş itibari ile gelişen cinsel kimlik kazanma döneminde oğlan çocukların babalarını kızlarında annelerini örnek almaları önemlidir. Bir oğlan çocuğunun zamanının çoğunu kadınlar arasında geçirmesi ve etrafında erkek modellerin az olması cinsel kimlik problemlerine neden olabilir. Tabi aynı durum kızlar için de geçerlidir.

Anne babaların çocuklarına verebilecekleri en büyük hediye birbirlerini çok sevmek ve kaliteli bir ilişki yaşamaktır. Zira çocuğun kişiliği doğrudan bu durum ile alakalıdır. Çocukların anne ve özellikle de baba ile rahat bir diyaloğa sahip olmaları elzemdir. Mantıksal zekanın yanında bir de duygusal zeka vardır ki, her iki zekanın da gelişmesini baba direkt olarak etkilemektedir. Anne babanın birbirlerine olan davranışları çocuğa yansır ve onun da davranışlarını biçimlendirir. Çocukların babadan öğreneceği hayata dair çok değerli konular vardır ki bunların hem söz hem hal dili ile öğrenilmesi mümkündür.

Yüce yaradan her canlıyı zıttı ile var etmiştir. Bizler eşrefi mahlukat olarak da zıttımız ile varız. Erkek & Kadın – öncesinde kız ve oğlan çocuğu olarak. Bu bağlamda madde varlığında insanoğlu kadın ve erkek olarak farklı yapı da olduğu kadar ruhsal yapılanmada da farklıdır. Anneler sonsuz sevginin, şefkatin ve merhametin temsili baba ise, güvenin, barınağın ve gücün temsilidir. Annenin merhametine babanın ise korumasına sığınır insan fıtrat itibari ile. Bu farklılıklar birbirine tamamlamak için vardır. Her cins zıttını çeker. Kendinde olmayanı arzular. Erkek çocuklarının rol modelleri ilk etapta baba, kız çocuklarınki de annedir. Bunun yanında kendine karşı cinsin, kız çocuklarında babanın, oğlan çocuklarında ise annenin etkisi çok mühimdir. Zira kendinde olmayanı aldığı duygular ile fıtratlarını tamamlarlar. Sağlıklı bir ruh yapılanması için bu husus son derece hassas ve hayatidir.

0-3 yas döneminde çocuklarda güven duygusu gelişmekte ve doğrudan baba ile çocuğun etkileşiminden oluşmaktadır. Babanın çocuklar ile olan ilişkisi onların özgüvenini doğrudan etkilemekte, baba ile sağlıklı bir iletişimi olmayan çocuklarda özgüven eksikliği oluşmaktadır. Çocuk psikolojik olarak rahat bir çocukluk ve ergenlik dönemi geçiremez ise, kendi içinde çok derin ve kompleks dengesizlikler yaşayabilir. Çocuklar kendi değerlerini annenin ve babanın onlara biçtikleri değer ile ölçerler. Yani çocuk kendisine olan bakış açısını annenin ve özellikle babanın gözlerinden okur. Anne babanın gözlerinde kendisini ne kadar değerli ve sevildiğini görürse o kadar mutlu ve hem psikolojik hem de fizyolojik açıdan sağlıklı bir gelişim süreci geçirir ki bu da doğrudan karakter oluşumu demektir. Bu yüzden çocukları ile bol bol göz temasında bulunmalı onlara her daim kendilerini değerli ve sevildiklerini hissetirmelidir anne babalar.

Babalar çocuklarına soğuk ve mesafeli davranmamaları, onlara bol bol dokunmalı, kucaklayıp okşamalı, şımarmasın düşüncesine kapılmaması gerekir. Sevgi ve şefkat yüklü düzenli beden teması doğrudan duygusal zekayı etkilemekte çocukların duygularını ve düşüncelerini rahat bir şekilde ifade edebilme kabiliyetlerini geliştirmelerini etkilemektedir. Babasının yanında kendisini rahat hissetmeyen, gerilen ve duygularını korkmadan çekinmeden ifade edemeyen çocuk dış dünyaya açıldığında insan ilişkilerinde hakkını savunmakta güçlük çeker, içe dönük olur ve ilişki kurmakta çekingen davranır. Baba ilgisinden yoksun büyüyen çocukların zeka gelişiminde gerilerde olduğu araştırmalar ile sabittir. Baba rolünun eksikliğini insan her yaşta farklı düzeyde çok derinden hissetmektedir.

Baba ile güç yarışında bulunamadan büyüyen bir oğlan çocuğunun hayatında büyük bir eksiklik var demektir. Çünkü baba gücü ve kuvveti temsil eder. Erkek çocuğu da kendini babasıyla kıyaslamak, onun gibi güçlü kuvvetli olmak ister. Babası ile duygularını rahat bir şekilde paylaşamayan kızlar ise, büyüdüklerinde erkekler ile nasıl bir ilişki kurmaları gerektiği hususunda sorun yaşayabilirler. Baba ile kız arasındaki ilişki doğrudan kızların yetişkin çağında erkekler ile olan ilişkilerini ve eş seçimini etkilemektedir. Örneğin babası tarafından yeteri değer görmeyen, böyle algılayan bireyler eşi tarafindan gelebilecek kötülüklere daha fazla baş eğmesine sebebiyet verebilir. Ve erkeklere olan güven dengesinde sorun yaşayabilir. Çok fazla yada hiç güvenmeyebilir. Özellikle kızların kendilerinin babaları tarafından korunduklarına dair emin olmaları şarttır. Oğlan çocuğu anneye „Ben seni korurum“ diyebilirken, kızların babalarına onları her şartta sahiplenen ve koruyan bir kahraman olarak ihtiyaçları vardır. Baba her şartta çocukların başvurabileceği bir destekçi, koruyan bir güç, her problemin üstesinden geleceğinden emin olunan bir Kahramandır onların gözünde.

Dolayısı ile çocukların kendilerine özgüven duymaları babaların onlara tavırlarında bağlıdır. Aksi takdirde çocuklar kompleks durumlar ve kişilik problemi yaşayabilmektedirler. Babalar eşlerine ve çocuklarına birebir zaman ayırmalı ve hem ailecek hem birebir kaliteli zaman geçirmelidirler. Göz göze, diz dize, el ele aktivitelerde bulunmalı, hayatın her anını paylaşmalılar. Sofrada sohbet etmeli, beraber kitap okumalı, hasbihal etmeli, gezmeli, yatağa götürmeli yatırıp uyutmalıdırlar. Yapılan araştırmalarda da ortaya konmuştur ki baba ile çocuk arasındaki ilişki çocuğun eğitim hayatını doğrudan etkilemekte. Eğitimdeki başarının temeli rahat, huzurlu ve kendiyle barışık bir psikolojidir. Buda bahsedildiği üzere anne babaların, özellikle babaların çocukları ile olan kaliteli ilişkilerinden meydana gelmektedir.

Çocuk büyüyüp yetişkin çağa eriştiğinde ise annenin yerini hanım, babanın yerini de bey alır. Yani çocuk yaştan itibaren anne baba ile olan ilişkiler insanın karşı cinsi ile olan ilişkilerini doğrudan etkiler, hatta büyük farklılıklar göstermez. Bu açıdan, annenin oğlu ile olan ilişkisi, babanın kızı ile olan ilişkisi, çocukların ileride yetişkin olarak eşleri ile olan ilişkideki davranışlarını biçimlendirir, temellerini atar.

Sebiha Çolak
Pedagog